Patron her şeyi bilir (mi?)

Cuma
12.01.2024
Futbol kulüp başkanlarının devre arasında soyunma odasına girerek pres yapması ya da tebrik etmesi hep gündem olmuştur. O kadar önemli bir durum ki bu, bazı teknik direktörler soyunma odasına inen kulüp başkanlarına çok sert tepki gösterirler, bazen durum istifaya kadar giderdi.
 

Kulüp başkanı soyunma odasına girip konuşma yaptığında, gazeteciler büyük manşetlerle gazetelerinde yazar, TV’lerde yorumcular saatlerce konuşurlardı.

  • Kulüp başkanı devre arası soyunma odasını bastı.
  • Kulüp başkanı meydan okudu
  • Kulüp başkanı devre arasında anlattığı hikâye ile takımı şaha kaldırdı, 2. yarı gol yağmuru yaşandı.
  • İlk yarı kötü oynayan futbolculara kulüp başkanından meydan dayağı gibi sözler.
  • Kulüp başkanı soyunma odasını basıp teknik direktörü kovdu. Vb. birçok manşet görürdük.

Kulüp başkanlarının sadece soyunma odalarına değil, antrenman tesislerine gitmesi bile büyük olaydı.

İyi de, kulüp başkanı sahip olduğu kulüpte istediği yere girip çıkamayacak mı? İstediği kişi ile neyi konuşup konuşamayacağına karar veremeyecek mi?

Nedir bu insanların kulüp başkanından çektiği ya da nedir bu kulüp başkanının bu insanlardan çektiği?

Halbuki o da yıllarca futbol oynamış, birçok teknik direktör ile çalışmış ve antrenörlük bile yapmış olanları var. Yıllara dayalı deneyimlerini sahaya aktaramayacaksa, ne anlamı kaldı kulüp başkanlığının…

Olması gereken bu değil tabii ki; olması gereken herkesin uzman olduğu konuda çalışması ve işini yapmasıdır.

Bir kulüp başkanı antrenörüne; "Bunu böyle oynat, şunu şu dakika çıkar, onu biraz ileri oynat" demez.

Kulüp başkanı kulübü, teknik direktör de takımı yönetir.

Kulüp başkanı teknik direktörüne şunu diyebilir:

"Şampiyon olmak istiyoruz, bunun için en iyi kadroyu bul, onları en iyi şekilde eğit ve çalıştır. Günün sonunda bizi şampiyon yap. Şampiyon yaparsan baş tacısın, yapamazsan seni dinler kararımızı veririz. Bunları yaparken ihtiyaçlarını belirle, destek için her zaman yanınızdayız.”

Ama direk müdahale etmez, teknik direktörün yetki alanına karışmaz.

Peki futbolda böyle bir durum varken neden birçok şirkette bu durum yok?

Bazı şirketler, çıraklıktan gelen patronların işlerini büyütmesi, ve de en önemlisi önceden olan maddi olanaklarıyla bir noktaya getirdiği şirketlerden oluşmaktadır.

Yönetimi profesyonelce yapanların dışında maalesef işleri tamamen kendileri yürütmeye çalışan ve her konuda kendilerini bilgili sanan patronlar da vardır.

Bu patronlarımız:

  • Hedef tutmalı.
  • Müşteri memnuniyeti artmalı.
  • Görsel sunumlar güzel olmalı.
  • Personel turnover'i az olmalı.

Demek yerine sanki en alt birimleri yöneten amirler gibi tüm işlere dahil olup yol gösterirler.

  • Personelimiz müşteriyi gülerek karşılamalı,
  • Mağaza açıldığında temizlenmeli,  
  • Mağaza müdürü personeli ile böyle konuşmalı,
  • İnsan kaynakları departmanı personel ile konuşurken böyle konuşmalı gibi.

Ben bunları duyunca aklıma hep başta belirttiğim teknik direktörler geliyor aklıma.

Sen yıllarca çalışıyorsun, şef, müdür yardımcısı, müdür, bölge müdürü, satış müdürü oluyorsun. Sonra uzmanlığı olmayan konularda direktifler alıyorsun.

Senin gibi birçok departman müdürü var, emek vererek, öğrenerek bulundukları konuma gelen, İnsan kaynakları, görsel sunum, muhasebe müdürleri gibi.

Bu eğitimli kadronun, sadece başarıyla değil sermayesiyle bir yere gelen birinden akıl alması, işlerini nasıl yapması gerektiğini duyduğu durumlar yaşanıyor.

Patron istemeli, istediğinin olması için yol göstermeli, ama insan kaynakları müdürüne, personel ile nasıl konuşması gerektiğine dair akıl vermemelidir. Uzun yıllara dayalı İK müdürlüğü yapan biri personel alımında, çıkartılmasında, motivasyon süreçlerinde izlemesi gereken yolu çok iyi bilir çünkü eğitim almıştır yıllarca.

Görsel sunum müdürüne, mağazalarda vitrin kombinlerine bakıp, şu gömleğin altına şu etek konulmalı dememelidir. Uzun yıllara dayalı eğitimler alan moda tasarımı bilen biri neyin nasıl olması gerektiğini bilir.

Satış müdürüne, personel müşteriyi böyle karşılamalı, şöyle konuşmalı, kasiyer müşteriye şöyle demeli dememelidir. Uzun yıllara dayalı eğitimler alan, sahada birebir süreçleri yaşan biri olarak neyin nasıl yapılacağını bilir.

Patron istemeli eğer istedikleri olmaz ise performansları yeterli gelmez ise yolları ayırmalı.

Profesyonel kadronun var oluş sebebi, profesyonelce yönetmektir. Şirket sahibi olarak yapılması gereken en iyi şey ise, en iyi profesyonellerle çalışmaktır.

Bu durum, sağlık bakanının beyin cerrahi ameliyatına girip doktora neşteri böyle tut, dikişi şöyle at demesi gibi bir şeydir.

Sizce;

Ali Koç herkese fikir mi veriyor yoksa fikrini alabileceği kişileri mi işe alıyor?

Güler Sabancı herkese iş (emir) mi veriyor yoksa işini çok iyi bilenlere mi meydanı bırakıyor?

Son örnek ve kapanış konuşması:

Justice League: Adalet Birliği filminin yapım şirketi DC Comics, ilk filmi Zack Snyder ile çekmeye başlamış, kızının ölümü ile Zack Snyder görevi bırakmış ve başka bir yönetmen filmi tamamlamıştır.

Çekilen film izleyici tarafından beğenilmeyerek büyük bir kampanya başlatılmış ve filmin yeni versiyonunu Zack Snyder'in çekmesi için uluslararası bir etkinlik oluşturulmuştur.

DC Comics izleyicilerin isteğini kırmamış, tekrardan filmin çekimini Zack Snyder'e vermiş ve hiçbir sürece karışmamıştır.

DC Comics yönetmenlere karışmak yerine onları rahat bırakmış ve sonuçlarına katlanmasını izlemiştir. Yoksa ilk yönetmene şurayı böyle çek, burayı şöyle çek diyebilirlerdi.

Sonuç olarak şöyle diyebiliriz.

İşi ehline bırak sonra bak keyfine, yan gel de yat.


Perakende Danışmanı

EN ÇOK OKUNANLAR

Ayağa kalk ve yoluna devam et! /01.07.2023

Sylvester Stallone’nin hayatı, çoğumuzun detaylarını pek bilmediği zorluklarla dolu ilginç bir hikâyeye sahip. Yaşadıkları ve hayat mücadelesi, Rocky filmleri gibi oldukça da ilham verici.

İyi Bir Franchise Sözleşmesi Nasıl Yazılır? /29.03.2024

Bu makalede her iyi franchise sözleşmesinin kapsaması gereken 12 temel konu başlığı bulunmaktadır ve bunların neler olduğuna gelin yazının devamında beraber bakalım.

Cleopatra Ink ile Amerika'da Franchise Yatırımı Yaparak Oturum Alma Fırsatı! /28.04.2024

Amerika'da yatırım yaparak oturum almak, birçok girişimcinin hayali. Bu hedefe ulaşmanın bir yolu da Cleopatra Ink Franchise ile mümkün. Cleopatra Ink, dövme sanatında uluslararası bir çığır açarak dünya çapında tanınmış bir marka haline geldi. Şimdi, Amerika'da yatırım yapmak ve oturum alma fırsatları sunarak, franchise girişimcilerine kapılarını açıyor.

Dijitalleşme ve Teknoloji Okuryazarlığı Nedir? /09.09.2022

Pandemi Dönemi, dijitalleşme sürecini hızlandırdı. Evden çıkamama hali bizi hem gündelik hayatımızda, hem de profesyonel hayatımızda dijitalleşmeye yöneltti. Pandemi, çoğu zaman, aşkların da sanal olarak yaşanmasına neden oldu... Malum, sağlık ve hijyen tedbirleri !!

Markalar İçin Yurtdışında Büyüme Rehberi : Uluslararası Yasal Mevzuatlar /29.11.2023

Türkiye'de zincir olmuş bir marka için mevcut ekonomik koşullarda ayakta kalabilmek ve işini geliştirmek adına rakiplerine karşı fark yaratıp avantaj sağlayabilecekleri en büyük noktalardan biri, döviz cinsinden para kazanmaları ve bunun için de ülkesinde ki başarısının mutlaka yurtdışına taşıması mecburiyetidir.

FORUM’DA POPÜLER