Organize perakendenin, bunun bir parçası olarak da alışveriş merkezlerinin yaratılma, büyüme süreçleri ilk çiçeklerini 1980 lerde sundu. 1990 larda hızlanan büyüme ve marka çeşitlenmesi, tüketicinin kentlere yönelen akıl/duygu/yaşambiçimi kurgularını izlerken, aynı anda da biçimlendirdi. 2001 krizi ile yaşanan kayıplar ve alınan yaralar, 2003-2015 döneminde ulusal ve uluslararası piyasalarda, Türkiye'nin kendine özel ekonomi/siyaset/toplum bileşenleri ile tedavi edildi, büyüdü, çeşitlendi: sektör, yeniden "formatlandı". 2016 ve sonrası yaşan gelişmelerin bıraktığı derin izler birkaç kitap ile kayda geçirilebilir. Bugün, kısaca, bir "nokta atışı" ile derinlere bakma zamanı.
İzmir yerel gazetelerinde geçtiğimiz günlerde sunulan derin bilgi ve tecrübe ışığı, önümüzdeki on yılın temel gündemine değinmektedir. İzmir YMMO Yaşar Zengin tarafından sunulan açı ( 'Vergilerde artış olacağı bekleniyordu' - Yeni İzmir Haber (yeniizmir.com) ) perakende sektörü için geleceği belirleyecek ana değişkenin ne olduğunu göstermektedir: kayıtdışı ekonomi.
Neden, diyelim:
1. Ekonominin bütün verileri ve işlemleriyle kayıt altında olmasının günümüzde hiçbir güç tarafı yoktur. Yedi yaşında çocukların anne ve babalarına dijital eğitim verdiği, 15 yaşında çocukların ilk gençlik aşklarını "ekran" boyutlarına sığdırmadan geçemediği bir çağda, e-devlet sistemine bugünkü ölçekte yatırım yapıldığı bir zamanda, kayıtdışı ekonomi "sadece yetkililer isterse olur".
2. Kayıtdışı ekonominin perakende sektöründeki oyunculara verdiği zararın en büyük parçası küçük ve orta boy işletmeler ve bireysel girişimciler, "yani ESNAF" üzerindedir. Sebebi, vergi politikalarını kayıtlı ekonomi ile belirleyip geçim ve yaşam biçimi ölçeklerini "toplumsal refah" ilkelerine göre düzenlemek yerine küçük girişimleri "kendi göbeğini kes, dilediğin gibi dolan, sen özgürsün" aldatmacasıdır. Bu şekilde, onların arasındanyetenekli olanların seçilmesi ve büyümesi, ulusal ve uluslararası markaların onlar tarafından yaratılması önlenir, önleri kesilir ve yaşamları parçalanır.
3. Küçük ve orta boy girişimcilere verilen zarar, aslında onların "rakibi" gibi görünen, kayıtlı işlemlerle yaşayan büyük perakende işletmeleri ve markalar için de büyük bir kayıptır. Çünkü, küçük girişimciler eğer kayıtlı ekonomi sayesinde seçkin süreçlerden geçerek eğitilseler ve büyüme yoluna girseler, büyüme adımlarının ilki marka ortaklığı "franchise" yoluyla ilerlemek olabilir. Bu süreç, perakende sektörünü ulusal ve ulslararası güç haline getirebilir.
4. Daha da ötesi, yeni girişimcilerin ve KOBİ lerin kayıtlı işlemler sayesinde büyümesi ve gelişmesi, tüm perakende girişim ve yönetimi için en doğru meslek kuruluşlarının, insan kaynakları geliştirme süreçlerinin yaratılmasını kolaylaştırır. Görünen o ki, perakendenin bir numaralı gündem maddesi, kayıtdışı ekonomidir. Bu tabloyu sürdürerek verilen zarar, perakende kadroları için kalp ağrısıdır. Perakende sektörünün önümüzdeki kilit sorunlarına ve kalp ağrısına bakalım.
YENİ MAKALELER
Zorlu ve belirsiz piyasa koşullarında bireylerin geçimlerini temin etmeleri için ticari faaliyetlerin yürütülmesive sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekir. Ancak küresel ölçekte yaşanan insani krizler dar gelirli ülkelerde ciddi ticari sorunlar meydana getirmektedir.
Temiz enerji, yenilenebilir ve sıfır emisyonlu kaynaklardan elde edilen enerji olarak tanımlanabilir; Biyoenerji, güneş enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik, okyanus enerjisi, rüzgar enerjisi gibi çoğunlukla yenilenebilir, düşük emisyonlu kaynaklardan elde edilen ve çevre dostu enerji seçenekleri dizisini ifade etmektedir.
İstanbul Şişli’deki Fairmont Quasar Hotel, CEESS Global ve CTS ev sahipliğinde düzenlenen CEO Platformu Özel Konferansı’na sahne oldu. İş dünyasının seçkin temsilcilerinin katıldığı bu prestijli etkinlik, stratejik iş birliği ve yatırım fırsatlarının tanıtıldığı unutulmaz bir organizasyon olarak öne çıktı.
3.Gıda İnovasyon Zirvesi’nde konuşan Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Genel Sekreteri Güray Karacar, Türkiye’de 100 yılını aşmayı başaran şirket sayısının 60 kadar olduğunu ve günümüzün hızla değişen koşullarına uyum göstermek isteyen şirketlerin fırsat ve riskleri iyi analiz edebilecek yönetim kurullarını göreve getirmek durumunda olduğunu belirtti.
Tedarik zinciri performansını arttırmak hiçbir zaman bugün ki kadar kolay olmamıştır. Günümüzde ulaşılabilir ileri teknoloji imkanları ve bunları yönetim süreçlerine entegre edebilecek nitelikte artan iş gücü ile işletmelerin tedarik zinciri yönetimini eskiye kıyasla daha sorunsuz ve akıcı bir biçimde gerçekleştirmesi oldukça kolaylaşmıştır.
EN ÇOK OKUNANLAR
Sylvester Stallone’nin hayatı, çoğumuzun detaylarını pek bilmediği zorluklarla dolu ilginç bir hikâyeye sahip. Yaşadıkları ve hayat mücadelesi, Rocky filmleri gibi oldukça da ilham verici.
Finans yönetimi, işletmenin ihtiyaç duyduğu fonların sağlanması, bu fonların korunması ve uygun yatırımlarla etkin olarak kullanılması süreçlerini kapsar. En net tanımıyla finans yönetimi, bir işletmenin finansal hedeflerine ulaşabilmesi için mali durumunun uygun şekilde yönetilebilmesi sürecidir.
Portföy yönetimi, bir yatırımcı için mümkün olan en düşük risk ve en yüksek getiri arayışında, en uygun yatırım araçlarını seçme sürecidir. Portföy yönetiminin bir başka tanımı ise, yatırımların, istenen yatırım ufkunda maksimum getiri sağlama amacına yönelik olarak yönetilmesi sanatıdır.
Türkiye genelinde 2000 bayi ile hizmet veren Bianca Boya, 2024 sonuna kadar bayi sayısını 2500’e, Bianca Stella Shop’larını da 30’a çıkartmaya hazırlanıyor.
Herkes, başarılı olabilecek bir işe yatırım yapmak ister, bu sır değil ama buna ulaşmak hayal de değil. Peki, size en uygun işi bulmak için başlıca kriterleriniz ne olmalı? Ayrıca pazarda bunun için nasıl bir araştırma yapmalısınız? Buyrun cevaplara bir bakalım.