Franchise tamircisi
Dörtlü denge sanatı
Her malın bir alıcısı var, yeter ki doğru yerde, doğru şekilde, doğru fiyata satın. Piyasanın kaldırabileceğinden fazla yer açmayın. Bu iş kapalı devre çalışır, marka belli, dükkan belli, müşteri belli, mal belli. Dördünün arasında hassas bir denge var. Markanın sahibi franchise veren, dükkanı işleten franchise alan, parayı ödeyen müşteri ve satılan ürünün tedarikçisi, hepsi belli “insan”lar. Bunlar yaptıkları işten hak ettikleri faydayı sağlarsa iş sürer, sağlamazsa iş durur. Denge sağlanmışsa, ama az, ama çok, herkes birden kazanır. Denge bozuksa biri kazanırken diğeri kaybeder. Bazen zayıf oyuncu oyundan çıkar, yerine yeni biri girer, oyun devam eder. Bazen sistem bozuktur, çıkan oyuncunun yerine kim girerse girsin, hep kaybeder.
Gladyatör oyunları: Biri kaybeder
Bir franchise zinciri düşünün, marka güçlü, işletmeler canlı, müşteriler memnun, ama dükkanların biri açılırken biri kapanıyor. Nedeni bilinmez, fiyat ucuzdur, müşteri kazanır bayi kaybeder, hammadde pahalıdır, tedarikçi kazanır bayi kaybeder, franchise bedeli yüksektir, franchise veren kazanır bayi kaybeder. Nedeni önemli mi, franchise aldığınız zaman kaybedeceğinizi bildiğiniz bir oyuna gireceksiniz. Böyle oyun olur mu derseniz, olur, tarihte örneği var.
Üçünün kazanıp birinin kaybettiği Romalıların gladyatör oyunu. Şehrin merkezindeki dev Kolezyum dükkanınız, tribünleri dolduran seyirciler müşterileriniz, köleleri, vahşi hayvanları getirenler tedarikçileriniz, şeref tribünündeki imparator da franchise vereniniz oluyor. Bu oyunda siz gladyatör olarak başroldesiniz. Alkışlar içinde arenaya çıkıyorsunuz. İmparatora "Ave Caesar! Morituri Salutamus" diyorsunuz. Anlamını söylemeyeyim, moraliniz bozulmasın. Herşey kurallara bağlı, hangi silahları kime karşı nasıl kullanacağınızın eğitimini aldığınız şekilde savaşıyorsunuz. Karşınıza vahşi hayvanlar, savaş esirleri çıkarsa işiniz kolay. Asıl rakipleriniz diğer gladyatörler, yani sizin gibi franchise alanlar. Oyunun kuralı, yalnızca bir kazanan olacak. Ama kahramanca dövüşürseniz Caesar başparmağını yukarı çevirip yaşamınızı bağışlama ihtimali var. Kazanan alkışlanıyor, ünlü oluyor, zengin oluyor. İnsanlar gladyatör olmak için sırada, kaybedeni bekleyen akıbet pek konuşulmuyor. Gladyatör oyunları 600 yıldan fazla sürmüş. Gladyatör kalmayınca hristiyanları öldürmüşler, İmparator hristiyan olunca da oyunları bitirmişler.
Bugünün spor endüstrisi de aslında benzer şekilde işliyor. Futbol, rugby, F1, olimpiyat fark etmiyor. Her oyunun dört unsuru var. Spor oyunlarının gladyatör oyunlarında farkı, dördünün birden kazanıyor olması. Sahada kazanan da, kaybeden de pastadan payını alıyor. Kimse kaybetti diye öldürülmüyor. Bu sayede oyun sürüp gidiyor.
İyi franchise sistemlerini kötülerinden ayıran dengeleri. Dengesiz markalar da büyür, ama gladyatör oyunları gibi, bir yerde biter. Hep galip gelen, yaşlanıp emekli olan gladyatör az çıkar.
Dengeyi bozanlar
Franchise&More olarak bu bozuk dengeleri 20 yıldan fazla süredir görüyoruz, yaşıyoruz. Dengenin nerede bozulduğunu, nasıl düzeleceğini iyi biliyoruz, ama işin doğrusu, anlatamıyoruz. Franchise sistemini kurarken önce analiz ve strateji, sonra sistem kuruluşu yapılmalı diyoruz. Franchise verenlerin çoğu lafın sonuna kadar bile dinlemiyor. Kolezyum’u kuruyor, seyirciyi dolduruyor, gladyatör adayları kendiliğinden geliyor. Bazısı iyi başlıyor, büyüyüp güçlenince Caesar kesiliyor. Franchise alanlara da “şuna dikkat et, bunu araştır” diyoruz ama, onlar da dinlemiyor. Sadece güçlü, zengin, kazanan gladyatörü görüyor, yapamayacakları işlere kalkışıyorlar.
Türkiye’de 100’ü aşmış, bayilerine kazandıran franchise zincirlerini saymaya kalktığımızda zorlanıyoruz. Franchise veren şartlarını dayatınca yatırım çıkmıyor. Üretici pazarda satamadığı malı dayatınca kar kalmıyor. Tüketiciyi çeken kampanya dayatılınca bayi kazanamıyor. Sorun franchise sisteminde değil, dengesinde. Dengeli olup da kazandıran az, haliyle fiyatı yükseliyor, alan yine kazanamıyor. Franchise&More olarak danışmanlık veriyoruz, UFRAD olarak eğitim veriyoruz, ama kimseyi dengeli büyümeye ikna edemiyoruz.
Dengeyi koruyanlar
Amerika’da franchise sisteminin çok başarılı olmasının, hızlı yayılmasının nedeni dengeleri gözetmesi. Piyasa doyduğu için kimse aşırı yüksek bedel isteyemiyor. Devlet franchise alanı koruduğu için kimse kandırıp kaçamıyor. Franchise alanlar kazandığı için zincirler sağlıklı büyüyor. Amerikalıların gladyatör oyunlarının Romalılardan farkı bu, gladyatörler atlar, zıplar, ezer, savaşır gibi görünür ama her şey sadece gösteridir. Seyirci dövüş görür ama kan görmez, mutlu olur, bedelini öder. Organizatör para kazanır, tedarikçi para kazanır, oyuncular para kazanır. Denge korunursa oyun sürer gider.
Denge neden bozulur
Bana göre zincirlerin dengesini bozan başlıca iki neden var.
- Kötü yönetim. Zinciri kuran perakendeci işin detayına hakimdir, marka, insan, para yönetiminde deneyimsizdir, hata yapar, zinciri yönetemez, kurumsallaşamaz.
- Yanlış fiyat. Perakende konsepti başarılıdır, talep görür, sahibi ölçüyü kaybeder, aşırı bedel ister, işi bilmeyenler başta kabul eder, zamanla batar veya kaçar.
Danışmanlık almayan tamirciye gelir
Şimdiye kadar yüzlerce zincirin gelişimini izledim, çoğunda aynı hataların tekrarlandığına şahit oldum. Sanıyorum işadamlarımız danışmanlık almayı “akıl almak” gibi görüyor, kendini kötü hissediyor. Aslında danışmanlık alan zamanını satın alır, sonuca erken ulaşır. Ulaşamayacak olana danışmanın faydası olamaz, aklı yetmeyene akıl verilemez. Baktım insanımız arabada yol sormaya çekinse bile, tamirciye gitmekten çekinmiyor, “Franchise Tamircisi” açtım. Dengeleri bozulduğu için büyümesi tıkanmış zincirleri burada tamir ediyoruz.
Bizim tamirci de, oto tamircileri gibi, işi dört adımda tamamlıyor. Önce diagnoz, Check-Up yapıp doğru stratejiyi belirliyor, dengeleri tanımlıyoruz. Sonra motoru açıyoruz, prosedürlerini, el kitaplarını, eğitim ve denetimi başlatıyoruz. Sonra karoseriyi düzeltiyoruz, dükkanları ve bayileri inceliyor, kapanması, taşınması gerekenleri belirliyoruz. En son test sürüşü geliyor, franchise yönetim ekibini kuruyor, tedarikçileri seçiyor, büyümeyi yeniden başlatıyoruz.
Bozuk zincir bize erken gelirse müdahale edebiliyoruz ama, geç kalınca atılmıyor, satılmıyor, elden bir şey gelmiyor. Zincirin dengesinin bozulduğunu gösteren belirtiler net. Bayiler karsızlıktan şikayet ediyorsa, dükkanların cirosu rakiplerin gerisindeyse, AVM ler kiracı olarak istemiyorsa, nitelikli profesyoneller uzun süre çalışmıyorsa, işletme performansı denetlenmiyor ve raporlanmıyorsa, müşteri şikayetleri aynı konularda yoğunlaşıyorsa, tamirciye gitme zamanı gelmiş demektir, bekleriz.
YENİ MAKALELER
Franchise vermeye yeni başlayan bir markanın başarılı olması için neye ihtiyacı var? Değer ve deneyim sunarak kişisel bir imparatorluk kurma şansınızı artıracaksınız. Gelin tüm bunları nasıl yapacağınıza yazının devamında birlikte bakalım...
Uluslararası büyümede markalar tarafından genelde ilk tercih edilen anlaşma Master Fanchise anlaşmasıdır ama süreçler doğru yönetilmez ve Franchise Alan tarafından verilen taahhütler yerine getirilmezse, bu anlaşma markalar için o ülkedeki büyümeleri için engel teşkil edebilir.
Türkiye'de zincir olmuş bir marka için mevcut ekonomik koşullarda ayakta kalabilmek ve işini geliştirmek adına rakiplerine karşı fark yaratıp avantaj sağlayabilecekleri en büyük noktalardan biri, döviz cinsinden para kazanmaları ve bunun için de ülkesinde ki başarısının mutlaka yurtdışına taşıması mecburiyetidir.
Franchise sistemi dünyada başarı öyküleriyle tanındı ve yayıldı. Her ülkede tüketiciler kaliteli hizmeti marka güvencesiyle almak istiyor, franchise zincirlerinin yayıldığı sektörler değişiyor.
Franchise alanları doğru seçmek karmaşık bir süreç olabilir. Bu makale buna nerden başlayacağınızı ve en iyi şekilde nasıl hazırlanacağınızı ve de markanız için doğru franchise yatırımcısını nasıl seçeceğinizi size anlatacaktır.
EN ÇOK OKUNANLAR
Sylvester Stallone’nin hayatı, çoğumuzun detaylarını pek bilmediği zorluklarla dolu ilginç bir hikâyeye sahip. Yaşadıkları ve hayat mücadelesi, Rocky filmleri gibi oldukça da ilham verici.
Türkiye genelinde 2000 bayi ile hizmet veren Bianca Boya, 2024 sonuna kadar bayi sayısını 2500’e, Bianca Stella Shop’larını da 30’a çıkartmaya hazırlanıyor.
Otelin başarılı bir şekilde işletilmesinde otel genel müdürü ve A Takımı kilit rol oynar. Bu nedenle iyi bir otel yöneticisi neye öncelik vereceğini, istenmeyen durumlardan nasıl uzak duracağını bilmelidir.
Herkes, başarılı olabilecek bir işe yatırım yapmak ister, bu sır değil ama buna ulaşmak hayal de değil. Peki, size en uygun işi bulmak için başlıca kriterleriniz ne olmalı? Ayrıca pazarda bunun için nasıl bir araştırma yapmalısınız? Buyrun cevaplara bir bakalım.
Yeni nesil ofis, sadece yeni inşa edilmiş bina anlamına gelmiyor. Bir zamanlar ofis temel olarak metrekare / kişi sayısı gibi basit bir verimlilik hesabı iken, şimdi ofis verimliliği, içerdiği sosyal imkânlar, teknolojisi, sosyalleşme, eğlence ve spor tesislerinin bütününden oluşuyor