Günümüzde ülkeler, uygun fiyatlı, güvenilir ve sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişi hızlandırmak adına temiz enerji teknolojilerini ve altyapısını benimsemekte, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmakta ve enerji verimlilik uygulamalarına öncelik vermektedir. Temiz enerji, iklim değişikliği ile mücadele etmenin en etkin yollarından biridir.
Temiz enerji, havayı kirletmeyen, sera gazı salınımına yol açmayan veya doğaya herhangi bir zarar vermeyen kaynaklardan elde edilen enerji olarak tanımlanabilirken, yeşil enerji ise doğal kaynaklardan elde edilen enerjidir. Öte yandan yenilenebilir enerji, sürekli yenilenebilen ve tükenmeyen kaynaklardan üretilen enerji olarak tanımlanabilir.
Dünya üzerinde enerji tüketimi hızla artıyor. Hâl böyleyken çok sayıda girişimci de enerji taleplerini karşılamanın yollarını arıyor. Geleceğe ışık tutan yeni nesil enerji kaynaklarına değinecek olursak;
-Güneş Enerjisi
Güneş enerjisi teknolojileri güneş ışınlarını toplayarak ısı veya elektrik üretimini sağlamaktadırlar. Güneş enerjisi ışık, ısı ve elektrik şeklinde değerlendirilmektedir.
Güneş enerjisi sistemleri toplanan enerjiyi direk olarak elektriğe dönüştürmektedir ve bina çatılarına, cihazlara, arabalara yerleştirilebilir. Konsantre güneş enerjisi santralleri ayna ve lens düzenekleri ile güneş ışınımlarını nispeten küçük bir alana yansıtma esasına göre çalışarak elektrik veya ısı üretimi için kullanılabilir.
-Rüzgâr enerjisi
Rüzgâr enerjisi; Doğal, yenilenebilir, temiz ve sonsuz bir güç olup kaynağı aslında güneş enerjisidir. Güneş enerjisi karaları ve denizleri aynı oranda ısıtmadığından oluşan basınç farkı rüzgarı meydana getirir. Güneşin dünyaya gönderdiği enerjinin %1-2 gibi küçük bir miktarı rüzgâr enerjisine dönüşür. Rüzgâr enerjisi de diğer yenilenebilir enerji kaynakları gibi temiz bir kaynaktır ve doğayı kirletmez. Rüzgâr enerjisi günümüzde Dünya'nın elektrik ihtiyacının %2'sini karşılamaktadır. Rüzgâr tribünü teknolojilerinin diğer elektrik üretimi teknikleriyle kıyasla çevreye zararlı etkisi çok azdır.
-Hidrojen enerjisi
Bilim adamları tarafından, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlik konusunda en ileri enerji üretimi hidrojen enerjisi olarak kabul edilir. Kömür, doğal gaz gibi fosil kaynakların yanı sıra sudan ve biokütleden de elde edilen hidrojen, enerji kaynağından çok bir enerji taşıyıcısı olarak düşünülüyor.
-Hidroelektrik enerjisi
Hidroelektrik santralleri akan ya da yüksekten düşen suyun enerjisini elektrik enerjisine dönüştürür. Hidroelektrik enerji ülkemizin başlıca alternatif enerji kaynağıdır ve ülkemizde enerji üretiminin yaklaşık üçte biri hidroelektrik santrallerinden sağlanır. Akan suyun enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren hidroelektrik enerji sisteminde nehirler göller, akarsular ve birçok yer üstü su kaynağından faydalanılır. Günümüzde hidroelektrik enerji üretimi için hidroelektrik santral inşaları artış gösteriyor.
-Jeotermal enerji
Jeotermal kaynakların kullanımı ile elde edilen enerji, jeotermal enerji olarak adlandırılır. Jeotermal yerkabuğunun derinliklerinde birikmiş olan ısının oluşturduğu, kimyasallar içeren sıcak su, buhar ve gazlardır. Yeryüzüne çıkarılan bu enerji kurulan elektrik santralleriyle elektrik enerjisine dönüştürülür. Ayrıca ev ve iş yerlerinde kullanılan merkezi ısıtma ve soğutma sistemlerinde, hastaların tercih ettiği birçok fizik tedavi merkezinde ve turistik merkezlerde de kullanılabilirler.
-Biyoenerji / Biyokütle Enerjisi
Bu enerji çeşidi tükenmez bir kaynaktır, her yerde elde edilebilir, özellikle kırsal alanlar için sosyo-ekonomik gelişmelere yardımcı olması nedeniyle uygun ve önemli bir enerji kaynağı olarak görülmektedir. Biyokütle için mısır, buğday gibi özel olarak yetiştirilen bitkiler, otlar, yosunlar, denizdeki algler, hayvan dışkıları, gübre ve sanayi atıkları, evlerden atılan tüm organik çöpler (meyve ve sebze artıkları) kaynak oluşturmaktadır.
Fosil yakıtların (kömür vb) tükenmesi ve yarattığı çevre kirliliğine karşın, biyokütle kullanımı enerji sorununu çözmek için giderek önem kazanmaktadır.
-Dalga/Okyanus Enerjisi:
Okyanusları aslında iki ayrı enerji kaynağı olarak düşünebilir. İlki güneş ısısına bağlı termal enerji, ikincisi ise dalgalardan ve gel-gitlerden beslenen mekanik enerjidir.
Dünyanın yüzeysel olarak %70'lik bölümünü kaplayan okyanuslar aynı zamanda, dünyanın en büyük güneş toplayıcılarını da oluştururlar. Okyanusların yüzeyindeki fazla ısınan su ile derinlerdeki serin suların sıcaklık farkı, doğal bir termal enerji oluşturur. Yeterince yararlanılabildiği takdirde, bu enerjinin küçük bir bölümü bile tüm dünyanın enerji ihtiyacını karşılamaya yeterlidir.
Dünyadaki CO2 emisyonlarının neredeyse üçte biri binalardan kaynaklanıyor. İnşaat aşaması da hesaba katıldığında bu oran neredeyse %40'a çıkıyor. PNAS'ta (Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı) yayımlanan bir rapora göre, kısa süre içinde sera gazı emisyonunun en büyük tek kaynağı gelişmekte olan ülkelerdeki konutlar olacak.
Artan bu tüketimi yönetebilmenin bir yolu, yeni binalar için standartlar ve yönetmelikler oluşturmak ve bunların hızla benimsenmesini sağlamaktır. Biz yeni binaları enerji açısından daha verimli hale getirecek yönetmeliklere odaklanırken, on yıl ve üzeri bir süre öncesinde inşa edilmiş binalara ne olacak? Bu nedenle, eski binalarda büyük yapısal değişiklikler getiremeyebiliriz. Ancak, enerji denetimi açısından binalardaki kritik bölümleri ele alabiliriz, elektrik dağıtım sistemine enerji verimliği sağlayan teknolojiler entegre edebilir, bina yönetim uygulamaları getirebiliriz.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretimini yaygınlaştırmak, bu kaynakları ekonomiye kazandırmak, enerjide dışa bağımlılığı azaltarak öz tüketimlerini desteklemek için hibe, teşvik ya da yeşil enerji kredileri devlet politikalarına paralel olarak sunulmaktadır. Yeşil Enerji Sertifikaları ile devlet kurum ve kuruluşları tarafından sunulan hibe veya teşviklerden faydalanabilir, bankaların yeşil fonlarına başvurarak ön koşulu yeşil enerji olan kredileri almaya hak kazanabilirsiniz.
5 Adımda Yeşil Enerji Sertifikası Alma Süreci
- Tüketim Analizi
- Yeşil Enerji Oranı
- Sertifika Tipi
- Sözleşme İmza Süreci
- Raporlama
Yeşil Enerji kullanarak karbon ayak izi ve sera gazı salımınızı azaltır, doğa dostu bu uygulama ile çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunursunuz. Yeşil Enerji Sertifikası ile şirketinizin kurumsal itibarını artırır, doğanın korunmasına katkı sağlayarak şirketinizin sosyal sorumluluklarını yerine getirirsiniz.
Üretimi daha temiz yapmalıyız. Micro şebekeler yaratmalıyız. Böylelikle enerjiye erişimi ve farkındalığı artırmalıyız. İsrafı azaltmalıyız. Kullanılan enerjinin yüzde 60'ı verimli kullanılmıyor. Birim enerjiyi korumak aynı birim enerjiyi üretmekten çok daha kolaydır. Enerjinin tamamen temiz kaynaklardan elde edildiği ve herkesin enerjiye ulaşabildiği sürdürülebilir bir gelecek için yeni enerji kaynakları arayışları devam ediyor. Gelişen teknoloji ile birlikte alternatif çözüm önerileri de her geçen gün fazlalaşıyor, enerjiyi pek çok şeyden elde etmek mümkün hale geliyor...
YENİ MAKALELER
Zorlu ve belirsiz piyasa koşullarında bireylerin geçimlerini temin etmeleri için ticari faaliyetlerin yürütülmesive sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekir. Ancak küresel ölçekte yaşanan insani krizlerdar gelirli ülkelerde ciddi ticari sorunlar meydana getirmektedir.
İstanbul Şişli’deki Fairmont Quasar Hotel, CEESS Global ve CTS ev sahipliğinde düzenlenen CEO Platformu Özel Konferansı’na sahne oldu. İş dünyasının seçkin temsilcilerinin katıldığı bu prestijli etkinlik, stratejik iş birliği ve yatırım fırsatlarının tanıtıldığı unutulmaz bir organizasyon olarak öne çıktı.
3.Gıda İnovasyon Zirvesi’nde konuşan Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Genel Sekreteri Güray Karacar, Türkiye’de 100 yılını aşmayı başaran şirket sayısının 60 kadar olduğunu ve günümüzün hızla değişen koşullarına uyum göstermek isteyen şirketlerin fırsat ve riskleri iyi analiz edebilecek yönetim kurullarını göreve getirmek durumunda olduğunu belirtti.
Tedarik zinciri performansını arttırmak hiçbir zaman bugün ki kadar kolay olmamıştır. Günümüzde ulaşılabilir ileri teknoloji imkanları ve bunları yönetim süreçlerine entegre edebilecek nitelikte artan iş gücü ile işletmelerin tedarik zinciri yönetimini eskiye kıyasla daha sorunsuz ve akıcı bir biçimde gerçekleştirmesi oldukça kolaylaşmıştır.
Günümüz dünyasında akıllı yaşam alanları kavramı giderek genişleyen bir anlam taşıyor. Akıllı yaşam alanlarının ilk halkasını şüphesiz yaşadığımız evler oluşturuyor. Türkiye'nin yıllık konut ihtiyacı 800 bin adete yaklaşmış durumda. Sadece İstanbul için bu rakamın 300 bin adet olduğu varsayılıyor.
EN ÇOK OKUNANLAR
Sylvester Stallone’nin hayatı, çoğumuzun detaylarını pek bilmediği zorluklarla dolu ilginç bir hikâyeye sahip. Yaşadıkları ve hayat mücadelesi, Rocky filmleri gibi oldukça da ilham verici.
Gayrimenkul (taşınmaz) çalışmaları; Arazi ediniminden başlayıp imar planı ve kentsel tasarım planlarının yapımı, arsa üretimi, proje geliştirme, uygun bina ve çevre tasarımı, bina üretilmesi, tesis ve kaynakların yönetilmesi, finans kaynaklarının geliştirilmesi ve yönetilmesi ile ilgili çalışmaları kapsamaktadır.
Çevremizde olup bitenleri duyularımızla algılar, nesneleri duyularımızla ayırt ederiz. İnsanda ve hayvanların çoğunda görme, işitme, koku, tat ve dokunma gibi beş temel duyu vardır.
Türkiye genelinde 2000 bayi ile hizmet veren Bianca Boya, 2024 sonuna kadar bayi sayısını 2500’e, Bianca Stella Shop’larını da 30’a çıkartmaya hazırlanıyor.
Pandemi Dönemi, dijitalleşme sürecini hızlandırdı. Evden çıkamama hali bizi hem gündelik hayatımızda, hem de profesyonel hayatımızda dijitalleşmeye yöneltti. Pandemi, çoğu zaman, aşkların da sanal olarak yaşanmasına neden oldu... Malum, sağlık ve hijyen tedbirleri !!